|
Merhaba arkadaşlar; Yeni evde salona kurduğum sistem için Focal Aria serisi 926,905/906 ve CC900'dan oluşan bir hoparlör setine karar vermiştim. Henüz bütçe müsait olmadığından geçici olarak Atmos destekli SC-LX58 av receiver'ı eski pioneer uydular, Magnat IC62 tavan hoaprlörleri ve normalde pc için kullandığım Z5500'ün subwoofer'ı ile kullanıyordum. Ancak Z5500'ü artık asıl yerinde kullanmaya başladığımdan subwoofer alımına öncelik verdim. Genelde tersi olur ama benim durum bu şekilde. Alacağım hop. setini de Focal Aria serisi olarak belirlediğimden takıma uysun diyerekten Focak SUB-300P modelini aldım. Subwoofer'ın arkasında aşağıda kırmızı daire içine aldığımi R+L Line girişleri ve bir adet de LFE girişi var. < Resime gitmek için tıklayın > SC-LX58 arkasında da iki subwoofer bağlamak için iki adet pre out çıkışı var. < Resime gitmek için tıklayın > Ben receiver arkasındaki pre out çıkışların birincisini, sub'ın arkasında LFE girişine digital coaxial rca kablo ile bağlantı yaptım. Şuan bu şekilde kullanıyorum. Sorum şu; bu bağlantı şekli doğru mu, farklı bir bağlantı yapmalı mıyım? Saygılar. |
Merhaba; Mart ayı gibi kendi evimize geçmeyi planlıyoruz ve haliyle yeni evimizde yapılacak çok iş var. Taşınacağımız yeni evimiz şuan oturduğumuz kiralık evden biraz daha küçük olduğundan yaşayacağımız yeni yerin max. konfor ve fonksiyonellikte olması için yapılacak bir sürü iş var. 30-35m2'lik salona kurmayı düşündüğüm ev sinema sistemi ve altyapısını oluşturma işi de bunlar arasında. Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; kuracağım sistemden en büyük beklentim oturduğum yerde film izlerken filmin içinde olayım. Tam bir surround deneyimi yaşayım. Ne bileyim sahnede yağmur yağıyorsa gerçekten yağmur geliyormuş gibi kendimi yukarı bakmak zorunda hissedeyim.:) Stereo hastası değilim ama tatminkar bir müzik performansı da alayım. Açıkçası yeri göğü inletmek gibi bir derdim de yok. Tam tersi kısık sesde bütçemin el verdiği kadar güzel tonlar duyayım. :eagerness: Tabi böyle bir sistem için bütçe oluştururken insan epey zorlanıyor. Yani özellikle tecrübesiz olunca min. bütçeyle tatmin olunacak en yüksek doyumu yakalama konusunda harcayacağınız parayı kestirebilmek zor. Ancak kendi beklentilerimin ışığında sanırım yeni bir TV hariç, avr ve hoparlör seti için ortalama 5 belki 6 bin liralık bir bütçe ayıracağım. 55-65" aralığında yeni bir TV için de ayrıca bütçe oluşturacağım. Bu durumda harcayacağım para min.10 bin lirayı bulacak. Başlangıçta hoparlör seçimi konusunda biraz cimri olmayı planlıyorum. Hatta subwoofer alımını ileriki dönemlere bırakacağım ve diğer hoparlörleri zamanla geliştireceğim. Umarım doğru düşünüyorumdur. AVR konusunda Pioneer VSX-924 ile bir başlangıç yapmayı düşünüyorum. Buradaki sıkı takipçilerin bildiği gibi 2014 Eisa ödüllü bu AVR en iyi home cinema receiver'ı olarak seçilmişti ve büyük oranda beklentilerimi karşılayacak gibi görünüyor. Sabre DAC'lı olduğu, bir stereo amfi gibi olmasa da müzik konusunda da kullanıcıları memnun ettiği söyleniyor. HDMI2.0, 7.2-Channel AV Receiver, Ultra HD 4K Upscaling/Pass Through, DSD Playback, Subwoofer EQ, Spotify Connect, Built-in AVNavigator and Bluetooth gibi 2014'ün son teknolojilerini barındıran giriş-orta segmentte bir avr ve fiyatı da alınabilir durumda. Bu nedenlerden benim için çok uygun bir seçenek gibi duruyor. http://www.pioneer.eu/uk/products/42/98/405/VSX-924-K/page.html < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Aslında almak istediğim avr'de DOLBY ATMOS desteği de olmasını istiyorum. Pioneer tarafında henüz Türkiye'ye giriş yapmış olmasa da SC-LX58, Denon tarafında X4100W ve Onkyo tarafında bazı modeller beni tam olarak tatmin edecek modeller gibi ama haliyle VSX-924 karşısında 2 katından fazla bir maliyetleri var. Salonda kurabileceğim hoparlör düzeni en fazla 5.1.2 veya 5.1.4 şeklinde olacak gibi. Salona istediğim şekilde bir asma tavan uygulaması yaptırıp klasik 5.1 düzenine (Front L/R+Center+Rear R/L+subwoofer) ek olarak 2 ya da 4 adet de tavan hoparlörü kullanmak istiyorum. Subwoofer alımını ileri bir zamana bıraktığım için frontlar kule tipi olacak. Tabi hoparlör konusu tam bir derya deniz. Dünya kadar marka ve model var. Seçimleri yaparken forumda bu ürünleri satan ve kullanan arkadaşların yorumlarını dikkate aldım. Sonuçta Hi-Fi dünyasına giriş için Ankara'da kolay ulaşılabilme ve uygun fiyat adına f/p ürünleri diyebileceğim şu set ve hoparlörleri belirledim; 1. Heco victa prime 502 hct < Resime gitmek için tıklayın > 2. Magnat SUPREME 1002 HCP 5.0 < Resime gitmek için tıklayın > Ayrıca tavanda kullanacağım 2 hoparlör için de yine magnat'ın Interior IC-82 < Resime gitmek için tıklayın > veya duruma göre Interior IW-510C ankastre hoparlörleri < Resime gitmek için tıklayın > kullanmayı düşünüyorum. Böylece belirlediğim bütçe içinde kalmayı planlıyorum. Düşündüğüm sistem doğru bir adım mıdır? 5.1.2 düzeni için VSX-924 ve düşündüğüm hoparlörler yeterli midir? Yoksa aslında hayalini kurduğum yukarıda saydığım Dolby Atmos'lu bir AVR'ye öncelik verip 5.1.4 ya da 7.1.2 gibi bir düzenin altyapısını hazırlayıp hoparlör setini tamamen ileriye mi bırakmalıyım? Dikkat etmem gereken başka noktalar nelerdir? Bu konuda tecrübeli arkadaşların yardımlarını ve fikirlerini bekliyorum. İlgilenen herkese şimdiden teşekkürler. |
Arkadaşlar bu akşam nihayet 3 haftadır beklediğim 47LH7000 FullHD LCD'ime kavuşuyorum. İlgili arkadaşlara bir şey sormak istiyorum; LCD'nin usb girişinden mkv, avi vs. uzantılı birçok video dosyası destekleniyor ve başarıyla oynatıyor. Tek sıkıntı DTS desteklememesi. DTS içeren videoları oynatıyor ama ses alınamıyor. Bu sorun DTS içeren video dosyalarını bilgisayarda AC3'e çevirmek suretiyle hal oluyor ve 5.1 ses almak mümkün oluyor. Ancak bunla uğraşmamak için aklıma şöyle bir uygulama geldi. Olup olmayacağını da sizlere soruyorum. Benim PC, TV'yi koyacağım odanın hemen yanında. 5-10m'lik bir HDMI kablo alıp, bunu duvarı delmek suretiyle TV'ye kadar getirip bağlamayı düşünüyorum. Ekran kartımın direk HDMI çıkışı var. Kartın sesi iletmesi için ekran kartıyla birlikte gelen ara kabloda mevcut. (Bunu X-fi ses kartına nasıl bağlayacağım konusunda şimdilik bir fikrim yok.) Can alıcı nokta burası; DTS ses içeren videoları HDMI ile ekran kartına bağlanmış LCD'de izlesem, bir optik kabloyla LCD'nin digital çıkışını TV ile aynı odada bulunan Home Theater'a bağlasam PC'deki sesi Home Thater'a aktarabilir miyim? Bana olur gibi geliyor ama bir de tecrübeli arkadaşlara sorayım dedim. Saygılar. |
Geçirdiğimiz yaz sıcaklarında kasamda yeni bir yapılanmaya gitmeye karar verdim. Aslında aklimda bir Lian-Li kasa alıp onu modlamak vardı ama istediğim modeller maalesef yurt içinde bulunmuyor. Dolayısıyla mevcut kasam üzerinde çalışmaya karar verdim. Bu akşam da son halini vererek resimleyebildim. Düzenlemeye başlamadan önce; 1) Uzun süredir kasa dışında tuttuğum 360'lık radyatörü, kasanın hareketini engellemeyecek şekilde kasa içine almak veya kasa üzerine montajını yapmak, 2) Kablo sarma kitiyle ne kadar kablo varsa hepsini siyah AC Ryan flex sleeve ile kaplamak, 3) 5xHDD, 1xDVD-RW, 1xFloppy, 8xFan ve bir sürü ıvır zıvırın yarattığı kablo karmaşasına bir çözüm bulmak, öncelikli olarak çözmek istediğim sorunlardı. Tüm bunlar ışığında neler yaptığımıza bir bakalım; ![]() Kablo karmaşası için çok basit bir uygulama gerçekleştirdim. Bunun için sadece; - 10 adet anakart bağlantı somunu - Şablon çıkarmak için küçük bir karton - Ufak bir mukavva parçası - Biraz aluminyum folyo - 5 adet vida ve 1 adet bant; - 1 Bardak buz gibi Coca-Cola ![]() Öncelikle anakart bağlantı somunlarını birbirine vidaladım. < Resime gitmek için tıklayın > Birbirine vidaladığımız somunları anakart üzerinde kabloların yoğun olarak bulunacağı kısmı örtecek şekilde yerlerini belirleyerek kasaya tutturdum. < Resime gitmek için tıklayın > Kasaya tutturduğumuz somunlar üzerine denk gelecek şekilde bir karton parçasını şablon olarak kullandım. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > Şablondan yararlanarak mukavvayı kestim ve folyo ile kapladım. Vida yerlerini de işaretleyip el matkabıyla vida deliklerimizi açtım. Burada dikkat edilmesi gereken bir husus var. Folyo çok çabuk yırtılıp büzülebileceğinden, vida deliklerinin her birinin üzerine bir parça bant yapıştırdım ki; bağlantı sırasında vida folyoyu zedeleyip, büzmesin. Bu işlemden sonra kablo kapama parçasını denedim ve gayet sağlam bir şekilde yerine oturduğunu gördüm. Böylece öncelikli sorunlarımdan birini halletmiş oldum. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Daha sonra sıra geldi 2. öncelikli amacım olan kablo sarma işine, bunun içinde - 1 adet AC Ryan Siyah Flez Sleeve Kit - 1 adet cımbız (Erkek pinleri sökmek için) - 1 adet radyo anteni ![]() ![]() - 1 adet elektrik bantı - 1 adet çakmak - 1 Bardak buz gibi Ice Tea Şeftali :lol: işimi görmek için gayet yeterli oldu. Kablo sarma işinde beni en çok düşündüren molex pinlerini zedelemeden çıkarmayı başarmaktı. Bunun için piyasada çeşitli aparatlar olmasına karşın, dişi ve erkek pinler için iki ayrı aparat internetten baktığım kadarıyla 15YTL+kargo ücreti ediyordu ki zaten stoklarda da yoktu. Erkek pinleri ucu ince bir cımbızla sökebileceğimi tahmin ediyordum ancak dişi pinler için ne yapabilirdim... Epey bir kafamda olayı canlandırdıktan sonra birden aklıma radyo anteni fikri geldi :idea: Bunun için kullanmadığım bir el radyosunun antenini kırmak zorunda kaldım ama sonuçta biraz uğraştıktan sonra işe yaradı. ![]() < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Kaymaları önlemek için kablo bitiş yerlerini de makaronladım. Gerçi ince kablolar için kitten çıkan en küçük ebatlı makaron tam istediğim gibi daralmıyordu. Bu gibi durumlarda bitirişleri elektrik bantıyla yaptım ve gayet sağlam oldu. CCFl ışıkların, fanların ve görüntüyü bozan ne kadar kablo varsa hepsini üşenmeden sardım. < Resime gitmek için tıklayın > Kasanın daha önceden kendi boyadığım siyah kısımları zamanla epey yıpranmıştı. Bu fırsatla kasayı tekrar elden geçirdim ve zedelenmiş, boyası çıkmış kısımları siyah sprey boya ile yeniden boyadım. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Sonunda sıra geldi 360'lık dev radyatöre kasada bir yer bulmaya. Bunun için açıkçası günlerce düşünmem gerekti. TT Armor yapısı itibariyle pek de 360'lık radyatör montajı için uygun değil. 120 ve 240'lık radyatörler için ön panel düşünülebilir ama 360'lık bir radyatör için ön paneli düşünmek ön tarafa iki-üç parçadan fazla birşey takamamak anlamına geliyor. Kaldı ki bendeki alpha cool radyatörün modeli bunun için gerekli deliklere sahip değil ve tek yüze fan takılabiliyor. Kasa içinde başka bir yere de koymak mümkün değil. Kasa tabanına koysanız direk PCI yuvalarını kapatıyor ve tek yüz fan takılabildiği ve onun da yönünün bu montaj için ters olması bu seçeneğide baştan eledi. Ancak kasanın dışından tabana montaj edilebilirdi, bu durumda da en az 10cm yüksekliğinde ayak veya tekerlek kullanılmalıydı ki, bunun biraz dengesiz olacağını düşündüm. Geriye iki seçenek kalıyordu; radyatörü ya kasanın arkasına ya da üstüne bir şekilde monte edecektim. Bir kaç dakikalık deneme ile kasa arkasının da buna pek musait olmadığını anladım. Mümkün olsa bile benim gibi anakartın neredeyse tüm çıkışlarını kullanan biri için bu çok zorlayıcı olacak ve göze de çok hoş gelmeyecekti. Sonunda geriye tek seçenek olarak kasanın üstü kaldı ve bunu nasıl gerçekleştirebileceğimi düşünmeye başladım. TT Armor'ın bildiğiniz gibi üst kısmında bir kapak içinde USB, Firewire, speaker ve mic. giriş-çıkışları var. Açıkçası bunları bozmak istemediğim için standart olarak tavanı komple kesip bir rad-grill koymak istemedim. Buradaki orjinalliği korumak adına bir çözüm bulmam gerekti. Radyatör bu kapağın üzerinde asılı kalmalıydı. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Radyatörün altta kalacak kısmında sadece 4 adet vida girebilecek delik olduğundan, kasnın üstüne bu deliklere denk gelecek şekilde delik açmam gerekiyordu ve bu deliklerden radyatöre uyacak mümkün olan bulabildiğim en uzun vidaları bağlayacaktım. Kasa tavanı ile radyatör arasında en azından USB girişlerini kullanabilecek kadar mesafe olmalıydı. Ancak maalesef o kadar uzun vidalar bulamadım ve bulabildiklerim ile yetinmek zorunda kaldım. Şimdilik bu giriş ve çıkışları kullanamıyorum :cry: ancak uzun vida arayışlarım devam ediyor. :roll: < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Kasa üzerine vida deliklerini açıp vidaları tutturduktan sonra radyatörü bu vidalar üzerine yerleştirip hortumların geçeceği yerleri belirledim. Kullanacağım hortumların dış çapı neredeyse 20mm olduğundan (elimdeki en büyük matkap ucunun çapı 12mm'di) dekupaj testeresi kullanmak zorunda kaldım. Haliyle çok düzgün delikler çıkmadı ortaya :mrgreen: Deliklerdeki muazzam işçiliğimi kapatmak için ıvır-zıvır dolabımda bulunan çekmece-dolap kilidi göbeklerinin kenarlarındaki boşluğu kapatmak maksadıyla kullanılan metal halkaları kullandım. Valla cuk oturdu. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Radyatörümüzünde yeri belirlendikten sonra başka arayışlar içine girdim. Geçen sene Ankara'da Ümitköy'de TUBITAK ve Askeriye'nin ortak çalışmalar yürütülebilmesi için inşaatı bitirilen bir binanın tüm ahşap işlerini yapmıştık. Oranın konferans salonunda lambrilerin arkasına döşediğimiz, ses yalıtım malzemesi olan prizma süngerlerden elimde biraz kalmıştı. Bunları değerlendirebileceğim aklıma geldi. Kasanın içinde çıplak kalan kısımlara bu süngeri tatbik ettim. Pek işe yarayacağını düşünmesemde estetik olarak güzel durduğu inancındayım. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > Bunlarda hem süngerli hemde kabloları saklamak için yaptığım çalışmanın sonucu < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > En sonunda su soğutma sistemini kalbi olan pompaya iyi bir yer ayarlamak kaldı. Pompanın yeri için güç kaynağının önündeki boşluk çok idealdi ve herşeyi buna göre planladım ve geriye kalan donanımları yavaş yavaş yerlerine monte etmeye başladım. Sistemi kurup soğutma sıvısını doldurmaya başladım. İşte bu işlem tam 3 günüme mal oldu :mrgreen: Ne yaptıysam sistemi bir türlü tam olarak doldurup radyatöre su gönderemedim ve devridaim yaptıramadım. Bir türlü sistem içindeki havayı alamadım. 2 gün aynı şekilde uğraştıktan sonra pompayı eskiden olduğu gibi kasa tabanına monte etmede çare buldum. Bu şekilde bile en az bir gün daha uğraştım. Ama sonunda tüm havayı almayı başardım. < Resime gitmek için tıklayın >< Resime gitmek için tıklayın > Ancak bu noktadada başka bir sorun çıktı. Pompanın yeni yeride GX2'yi anakarta takmayı imkansız hale getirmişti. En son olarak pompayı GX2'nin üzerine almak için altına bir fan yerleştirdim ve şu anki hali bu şekilde.(İçime hala sinmedi, bir ara pompayı mutlaka güç kaynağının önüne yukarı alacam.) < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Bunlar dışında yaklaşık 7-8 ay önce bir arkadaşa paralel porttan bilgisayara bağlanabilen bir Karakter LCD'li devre yaptırmıştım. Resimlerde ön panelde görülen mavi LCD bu. Ancak anakartta paralel port olmadığından bir türlü kullanmak nasip olmadı. Çalıştırabilmek için yaptığım masrafa Silverstone'un VFD LCD'li panelini rahat alırdım :duvar: Almadığım dönüştürücü, PCI kart kalmadı. İşin komik kısmı aynı LCD'yi ofisteki dandik PC'lerde rahatlıkla kullanıp evdeki Maximus Formula'da kullanamamak hevesimi tam anlamıyla kursağımda bırakmıştı. Ama bir gün mutlaka beceririm diyerekten resimlerde göreceğiniz gibi ön panelde yerini ayarladım. LCD için TT Armor'un kendi ön panel 5,25" kapamaları çok uygundu, bu çalışmada güzel oldu ama maalesef yapım aşamasında resimlerini çekmeyi unutmuşum. Resimlerde gördüğünüz LCD hiç bir işe yaramadan sadece mavi ışık saçarak duruyor :mrgreen: Tabi ekran kartının üzerindeki PCI-Paralel Kartta. Ancak bugün bir arkadaştan aldığım yeni 2x20 USB LCD ekranla bu sorunu da halletmiş oluyorum, kendisine tekrar teşekkür ederim. < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Bir sıkıntımda, TT Armor'la birlikte bir adet gelen 5,25"lik yuvaya 3 adet HDD takabildiğiniz fanlı kutudan elimde başka olmayışından ön panele başka HDD takamıyordum. Sistemde 5 adet HDD kullandığımdan, geriye kalan 2'sini yine TT armor ile gelen ve sadece güç kaynağının önüne takılabilen zımbırtı(ilk sayfadaki resimlerde görülebilir) ile kullanabiliyordum. Bu durum pek hoşuma gitmiyordu. Bu nedenle yine bir arkadaşımdan 5,25"lik yuvalarda kullanılabilen Fanlı Silverstone HDD kutusunu aldım. Gerçekten çok işime yarıyor. :ok: Ayrıca yine aynı arkadaştan aldığım Zalman MFC1 Plus Fan Controller ile bir başka sorunumu da çözmüş oldum. Bu fırsatla kardeşime buradan teşekkür etmek isterim :ok: Evet tüm süreci size yansıtmaya çalıştım, biraz uzun oldu ama umarım sıkıcı olmamıştır. Hala düşündüğüm bir iki değişklik var ama o zamana kadar kasanın son hali ve diğer detayları şu şekilde. Buyruuun ![]() < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > < Resime gitmek için tıklayın > Şimdilik bu kadar yorumlarınızı bekliyorum ![]() |
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çok fazla soru geldiği için Öncelikle herhangi bir Oled TV alımında yaşanan en büyük çekince olan Logo Yanığı diye tabir edilen, görüntünün ekranda sabit kalması olayı yani Panel Burnin ile ilgili biraz bilgi verip düşüncelerimi paylaşayım;
OLED paneller hâlâ yanıyor mu sorusu yanlış bir soru, çünkü oled paneller organik bileşenlerden oluşuyor ve bu nedenle piksellerin aydınlanması için çektikleri güç ve bunun sonucunda oluşan ısıya karşı diğer materyaller gibi dayanıklı değiller. Bu her zaman da böyle olacak. Doğru bilinen bir yanlış da burnin olayının sadece logo, haber barları ya da oyun HUD'larındaki sabit görüntüler nedeniyle oluştuğu kanısı. Evet bunlar sabit görüntüler nedeniyle piksellerin devamlı güce ve ısıya maruz kalması nedeniyle riski artıran ve piksellerin daha çabuk yanmasına sebep olan senaryolar ama bir oled panelin devamlı akan görüntüde de yanma riski de vardır. Öncelikle bunları bir kabul edelim.
Üreticilerin üretmiş oldukları teknolojik çözümler oled panellerin sadece ömrünü uzatabiliyorlar ve son iki senede bu konuda geldikleri en iyi noktadalar. Ama bunlar sadece panelin ömrünü uzatabilir. Panellerdeki pikseller doğası gereği elbet bir gün yanacak.
Aslında soru "Oled TV'ler artık daha uzun ömürlü olabiliyor mu?" şeklinde olmalı. Ve bu sorunun cevabı; Evet. Çünkü mevcut teknolojiler karbon esaslı organik bileşenlerden oluşan piksellerin ömrünün kısalmasına sebep olacak devamlı güç akışı ve ortaya çıkan ısının devamlı yanacak bir piksel üzerinden alıp diğerlerine dağıtma mantığı üzerine kurulu. Ayrıca üreticilerin "Heatsink" çözümleri de bu konuda etkili.
Oled TV almayı düşünen kişilerin kullanım alışkanlıkları önemlidir. En başta Oled tv'ler klasik tv alışkanlıkları olan yani bir tv olsun, sabahtan akşama kadar izlemesek bile arkada açık kalsın, ses olsun diyen kullanıcılar için asla uygun değildir. Normal tv yayınları için de piksellerin ömürlerini aşağı çekecek yukarıda detaylıca yazdığım nedenlerden dolayı dezavantajları vardır.
Ancak son yıllarda üreticilerin de yeni çözümleriyle birlikte, Tv'de stream servislerinden(Netflix, Disney+ vs) film dizi izlemek, youtube videolarına bakmak, ulusal kanallar gibi klasik anlamda yayın yapan kanalları öyle saatlerce izlemek değil de tv'ye nefes aldıracak şekilde seyretmek ve oledin ne olduğunun bilincinde olarak kullanan bir gruba dahilseniz, oled tv'ler ilk çıkan örneklerine göre çok daha uzun ömürlüdürler.
Açıkçası oled tv sahibi olarak; oled tv almayı düşünenlerin bakış açısının şu şekilde olması gerektiğini düşünüyorum; Günümüz üreticileri artık çok daha fazla aç gözlü olduklarından, tüketiciye sürekli bir şey satmanın eğilimindedirler. Çok daha fazla para kazanmanın bu yoldan geçmesi nedeniyle ne tür bir ürün olursa olsun eskisi gibi uzun ömür döngüleri düşünülerek yapılmıyor ürünler. Bu nedenle normal bir LED TV alsanız bile 3-5 sene içinde arızalanması söz konusu. Hele ki son yıllarda daha garantisi biter bitmez bozulan ürünleri çevremde çok sık görüyor ve duyuyorum. Yani oled yanacak diye LED tv alsan onun da 3-5 sene içinde bozulmayacağının garantisi yok. Oled'de ise en azından bu süreyi muazzam görüntü kalitesine bakarak geçirmiş oluyorsun. 3-5 seneyi oledin ömrü budur diye söylemiyorum yanlış anlaşılmasın. Demek istediğim nasıl ki Oled'de ister panel, ister başka bir bileşen nedeniyle önceden kestiremediğimiz bir sürede tv'nin arızalanma riski varsa diğer tv'ler için de bu risk hep mevcut. Bakış açım bu yönde olduğundan bunu bilerek oled tv alıp, ömrünün mümkün olduğunca uzamasını sağlayacak şartları da kabullenebiliyorum.
---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Philips Oled+ 907 (55"-65") Üretici web sayfası;
https://www.philips.com.tr/c-p/65OLED907_12/oled-9-series-4k-uhd-android-tv-bowers-wilkins-ses
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
Ürün Genel Özellikleri:
< Resime gitmek için tıklayın >
< Resime gitmek için tıklayın >
Üretici Ürün Desteği (Kullanım kılavuzları, firmware yazılım desteği)
https://www.philips.com.tr/c-p/65OLED907_12/oled-9-series-4k-uhd-android-tv-bowers-wilkins-ses/destek
IF Design 2022 Tasarım Ödülü:
https://ifdesign.com/en/winner-ranking/project/philips-oled-tv-907-series/333051
Youtube'daki ilk detaylı inceleme videosu:
TecTracks HD Alman kanalında yayınlanmış iki parttan oluşan inceleme videosu;
https://www.youtube.com/watch?v=mVX3u4f0xPo&t=641s&ab_channel=TecTracksHD
https://www.youtube.com/watch?v=9BaLm5fytl8&t=253s&ab_channel=TecTracksHD
Kendi çektiğim Ambilight ve Bower Wilkins Ses Performansı Videosu:
https://www.youtube.com/watch?v=V4SrW6EytNI&ab_channel=ZvAnA